Bismillahirrahmanirrahim
Bizler, basın açıklamasında imzası bulunan sivil
toplum kuruluşları olarak, yanı başımızda meydana gelen şiddet ve katliamlara
karşı tepki göstermeyi ve bu şiddet ve katliamların İslam’la
özdeşleştirilmesine karşı çıkmayı, İSLAMİ sorumluluğumuzun bir gereği olarak
gördüğümüz için bugün buradayız.
İslam, hiçbir zaman masum, savunmasız, sivil halkı
savaşın bir parçası olarak görmez. İslam, hiçbir zaman, insanların zorla
İslam’a girmelerini talep etmez. İslam, sırf bir mezhebe bağlı diye bir Müslümanı
öldürmeyi tasvip etmez. Allah adaleti emreder ve zulmetmekten sakındırır.
İslam; Savaşa gönderdiği komutanına: “Kadınlara
dokunmayacaksın, çocuklara dokunmayacaksın, yaşlılara dokunmayacaksın,
kiliselerde havralarda ibadetleri ile meşgul din adamlarına dokunmayacaksın,
ağaçları kesmeyeceksin, yakmayacaksın!” diye emir veren bir peygamberin tebliğ
ettiği bir dindir.
İslam; on bin kişilik ordusuyla Mekke’yi mutlak
bir zaferle fethettikten sonra hepsini tek tek kılıçtan geçirebilecek veya tek
bir sözüyle hepsini İslam’a girmeye zorlayacak gücü varken eski düşmanlarına
yani Mekke’nin yerli halkına hitaben : “ Bugün artık hiçbir şekilde hakir
görülmeyeceksiniz, haydi şimdi dağılın, hür ve serbestsiniz.” diyen bir
peygamberin rehberlik ettiği bir dindir.
İslam : “Allah, sizinle din konusunda savaşmayan,
sizi yurtlarınızdan sürüp çıkarmayanlara iyilik yapmanızdan ve onlara adaletli
davranmanızdan sizi sakındırmaz. Çünkü Allah, adalet yapanları sever.”
(Mümtehine Suresi 8. Ayet) diye emreden bir Kur’an’ı, esas kaynağı olarak kabul
eden bir dindir.
İslam : “Şüphesiz Allah, adaleti, ihsanı,
yakınlara vermeyi emreder; çirkin utanmazlıklardan (fahşadan), kötülüklerden ve
zorbalıklardan sakındırır. Size öğüt vermektedir, umulur ki öğüt alıp
düşünürsünüz.” (Nahl Suresi 90. Ayet.) diye vahyeden Allah’ın dinidir.
Bu itibarla uzun süredir devam eden ve en son
örneğini Kürdistan bölgesine bağlı Şengal’de gördüğümüz; masum, savunmasız
sivil insanların üzerine ateş açılarak öldürülmelerine ve çok sayıda kadının
kaçırılması ile sonuçlanan IŞİD saldırılarını şiddetle kınıyoruz ve bu
yapılanın İslam’ın savaş hukukuyla asla bağdaşmadığını ifade ediyoruz. Ayrıca
bir Sünni ayaklanması olarak tanımlanan başını IŞİD’in çektiği koalisyonun
Sünni bölgeler dışında kalan Kürdistan topraklarına karşı saldırıya geçmesini
de üzerinde düşünülmesi gereken bir olgu olduğunu düşünüyoruz.
Bunun yanı sıra sırf bir mezhebe bağlı diye
insanların öldürülmelerini asla tasvip etmiyoruz. Çıkması muhtemel bir
mezhepler arası büyük savaşın acılarının on yıllarca süreceğinin bilincindeyiz.
Böyle bir mezhep savaşının, İslam coğrafyasını yüzyıllardır rahat bırakmayan
Batı emperyalizminin “ Müslümanı Müslümana kırdırarak hükümran olma”
politikalarına yarayacağının farkındayız.
İslam sadece Müslümana karşı değil Müslüman olmayanlara
karşı da adaleti emreden yüce bir nizamdır. İslam, hiçbir zaman kendinden
olmayanları ortadan kaldırmayı emreden bir din olmamıştır. İslam adına ortaya
çıktığını iddia eden bu tür saldırılar, katliamlar, insan kaçırmalar hem
Müslüman halklar nezdinde hem de tüm dünya halkları nezdinde İslam’la ilgili
çok büyük yanlış anlamalara neden olmakta, İslam’a karşı büyük nefret duyguları
yeşermesine sebep olabilmektedir. Ayrıca, bu durum, İslam’ı dünya gündeminden
silmeye çalışan küresel istikbarın ekmeğine yağ sürmektedir.
Son olarak ABD hava kuvvetlerinin 08.08.2014
tarihinde Müslümanların topraklarında yaptığı onca yıkım ve katliama rağmen
tekrar Irak semalarında belirmesi ve adeta bir kurtarıcı olarak gösterilmesi
bizlere ABD işgalinden sonra Irak topraklarında öldürülen bir buçuk milyon
insanı asla unutturmayacaktır. Başta ABD olmak üzere Küresel istikbarın tüm
muharip güçlerinin ve Müslümanı Müslümana kırdırmakla görevli istihbarat
örgütlerinin İslam coğrafyasını terk ettikleri gün daha huzur dolu günleri
bekleyeceğimiz gündür. Çünkü İslam coğrafyasında akan kanın ve yapılan
katliamların asıl sorumlusu başını ABD’nin çektiği küresel istikbar ve onların
yerli kuklalarıdır.
Sözü Kur’an’dan bir ayetle tamamlayalım:
“ Ey Mü’minler ! Allah için hakkı ayakta tutan
hakimler ve adaletle şahitlik eden kimseler olun. Bir topluluğa olan kininiz,
sizi adaletsizliğe götürmesin. Adalet yapın ki, o takvaya en yakın olandır.
Allah’tan korkun. Çünkü Allah Yaptıklarınızdan haberdardır.” (Maide Suresi 8.
Ayet)
Basın bildirisine destek veren Siyasi Hareketler
ve sivil toplum kuruluşları
AZADİ (Kürdistan İslami İnisiyatifi
Beşir-Der
Eğitim-Bir-Sen
Fırat-DER
Hayrat-DER
Siverek-Der
Siyar-DER
Özgür-Der
Özgür Eğitim-Sen