MAZLUMDER Genel Başkanı Ahmet Faruk ÜNSAL, ‘Hükumet - İmralı Görüşmelerini Destekliyoruz’ başlığıyla aşağıdaki basın açıklamasını yapmıştır.10.01.2013 11:21
Basın Açıklaması Metni;
Türkiye’nin son 35 yılına 50 binden fazla insanın hayatına mal olacak kadar vahim bir tabloyla oturan Kürt sorunun çözümünün askeri yöntemlerle olmayacağı hemen tüm toplum tarafından artık kabul edilen bir gerçekliktir. Esası politik olan bir sorunu asayiş sorununa indirgemek, hem ödenen bedelin gittikçe daha ağırlaşmasına, hem de gelecek nesillere unutulması zor acılar miras bırakılmasına yani kardeşlik hukukunun yaralanmasına neden olmaktadır; olacak olanın da zaten olmasına engel olunamamaktadır.
İşin gerçeği, Kürt sorunu sadece Türkiye’yi ilgilendiren bir sorun da değildir. Ortadoğu’da en azından birbirine komşu 4 ülkenin sınır bölgelerinden başlamak üzere o ülkelerin içlerine kadar yayılmış olarak yaşayan yaklaşık 40 milyona yakın bir nüfusa sahip bu halkın sorunu kolaylıkla anlaşılabileceği gibi Ortadoğu’nun en önemli sorunudur. Sorun eşitlik ve adalet temelinde çözülemez ise bölgede harita değişikliklerine sebep olabilecek boyuttadır ve her harita değişikliği de takdir edilebileceği gibi sonraki nesillere düşmanlığı ve nefreti miras bırakır.
Kürt sorununu çözmede asıl görev, hem büyük Kürt nüfus barındırması, hem görece ülke içi siyasi ve ekonomik entegrasyon kanallarını açık tutabilmesi, hem de ülkede yaşayan Kürt nüfusu ülkenin diğer yörelerinde olabildiğince sorunsuz bir şekilde yaşatabilmeyi başarmış olması nedeniyle Türkiye’ye düşer. Eğer Türkiye’nin siyasi liderliği bölgenin diğer aktörleri ile doğru adımları doğru zamanlama içinde atamazsa uluslararası egemen güçlerin sorunu derinleştirmesine fırsat verecek ve gelecek nesillere kanlı bir miras bırakmış olacaktır.
Geciken ama mutlaka yapılması gereken şey, şimdiye kadar utangaç bir şekilde kapalı kapılar ardında kesik kesik sürdürülen İmralı görüşmelerinin kamuoyu bilgisi dahilinde devam ettirilmesidir. Sürecin kazasız devam edebilmesi için PKK silahlı güçlerini Türkiye sınırları dışına çıkarmalıdır. Atılacak adımlar somutlaştırılıp kamuoyu sürekli bilgilendirilmelidir ki hem halk çözüme ortak olabilsin ve hem de hiçbir tarafın oyun bozmasına imkan olmasın. Gizli koşullarda yürütülen ve ne olduğu bilinmeyen mutabakatların bozulması her an mümkün olabildiği gibi kimin bozduğu meselesi de ithama konu olmaktadır. Sürecin en büyük garantisi şeffaflıktır. Şeffaflık oyun bozmaya engeldir. Ayrıca, konunun uluslar arası niteliği düşünülecek olursa, bölgesel ve uluslar arası oyun bozucuların müdahalelerine engel olmak için paralel görüşmelerin, çevresel etkilere çok daha açık olan Kandille de sürdürülmesi ve Kandil’in de ikna edilmesi gerekmektedir.
Barışı tesis etmek, eğer farkında olursak, bizim ellerimizdedir. Ya cehennemi kendi ellerimizle inşa edeceğiz ya da cenneti.