CEZAEVLERİ
HASTA EDİYOR, ÖLDÜRÜYOR…
Son bir yıl içerisinde 40‘a yakın hasta mahpus
cezaevlerinde yaşamını yitirdi. Yaşamını yitiren mahpuslardan MEHMET CANPOLAT, LÜTFÜ TAŞ, ABDULMECİT
ASLAN, ve HAŞEM ARDUÇLU ise son 15 gün içerisinde cezaevinde hastalanarak
yaşamını yitirdi. Derneğimize yapılan başvurulara göre, halen cezaevlerinde,
228’i ağır olmak üzere toplam 578 hasta mahpus tahliye (infazının ertelenerek)
edilerek tedavi olmayı beklemektedir.
Bu durum karşısında defalarca yaptığımız basın
açıklamaları, eylemler ve yetkililer ile yaptığımız görüşmeler sonuçsuz
kalmıştır.
Hasta mahpuslar, Adalet Bakanlığı, Sağlık
Bakanlığı ve cezaevi idareleri ile cezaevi güvenlik birimlerinin bilinçli
bürokratik işlemleri sonucu tedavi edilmeyerek ölüme terk edilmektedir. Bu
bürokrasi işkencesine Adli Tıp Kurumu (ATK) ve infaz savcılıkları da ortak
olmuştur.
ADLİ TIP
KURUMU SAĞLIK SEBEBİYLE İNFAZIN ERTENLEMESİ RAPORLARINDA SON VE TEK MERCİ
OLMAKTAN ÇIKARILMALIDIR
(ATK) uygulamaları ve raporları ile infaz
uygulamasına ikinci bir infaz yöntemi önererek bu ölümlerin sebebi haline
gelmiştir.
(ATK) Mehmet CANPOLAT hakkında yazmış olduğu
raporda; “hastane şartlarında yatırılarak infazına devam edilmesinin uygun
olduğu” sonucuna varmış ve 5275 sayılı yasada olmayan yeni infaz uygulaması
yaratmıştır.
(ATK) bu raporu ile hasta mahpusa yasada
bulunmayan yeni bir infaz şekli uygulamasına sebep olmuştur.
(ATK) bu uygulaması ile bilimsel olmaktan çıkmış,
kendisine verilen rol doğrultusunda bir pratikle mahpusların ölümüne sebep
olmaktadır. (ATK) sübjektif uygulamaları ile güvenilir bir kurum olmaktan
çıkmıştır.
“Cezaevinde kalabilir” şeklinde rapor verdiği
mahpuslar bir bir yaşamını yitirmektedir.
(ATK) hasta mahpusların infazlarının ertelenmesi
bakımından verilecek raporlarda son merci olmaktan çıkarılmalıdır.
Üniversite hastaneleri ve diğer hastanelerin
verdiği raporlar yeterli kabul edilmelidir.
SAĞLIK
SEBEBİYLE İNFAZIN ERTELENMESİ KARARLARINDA CUMHURİYET SAVCILARININ TAKDİR
YETKİSİ KALDIRILMALI, HASTANELERİN VERDİĞİ RAPORLAR ESAS ALINARAK CEZALARIN
İNFAZLARI ERTELENMELİDİR
5275 Sayılı Ceza İnfaz Kanununda, Cumhuriyet
savcılarına, ağır hastalık nedeniyle infaza ara verilmesi durumlarında kamu
güvenliği açısından mahpusun tehlike oluşturup oluşturmadığı noktasında takdir
yetkisi tanınmaktadır.
Cumhuriyet savcıları, polisin hazırladığı keyfi
raporlar doğrultusunda siyasi hasta mahpusların tahliyelerini engellemektedir.
Bu keyfi tutumlar ve polisin sanki savcıların amiri gibi rapor hazırlamaları
hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmamaktadır.
Bu keyfi tutumları önlemek bakımından ya
savcıların takdir yetkisi kaldırılmalı ya da 5275 sayılı Yasanın 16/6 bendinde
yer alan “toplum güvenliği bakımından tehlike oluşturmayacağı” cümlesinin yasa
metninden çıkarılması gerekir.
Hasta mahpusların tedavi olmak için infazlarına
ara verilmesi durumu bir sağlık ve yaşam sorunudur. Bu sorunu kamu güvenliğine
indirgemek sağlık hakkına ve yaşam hakkına açık bir saldırıdır. Bu durum başlı
başına bir insanın sağlık hakkından mahrum bırakılarak işkence ile yaşamına son
verme halidir.
CEZAEVLERİ,
MAHPUSLARI HASTA EDİYOR, ÖLÜMLERİNE NEDEN OLUYOR. CEZAEVLERİNDE MAHPUSLARIN
SAĞLIK HAKLARINA ERİŞİMLERİ HUKUKA UYMAYAN YÖNTEMLERLE ENGELLENMEKTEDİR
Hasta mahpuslar cezaevi revirlerinde haftada iki
gün bulunan pratisyen hekimlerin üstünkörü muayeneleri ile tedavi edilmeden
koğuşlarına geri gönderilmektedir. Hasta mahpusların tedavileri zamanında ve
doğru yapılmadığı için cezaevlerinde kanser, tüberküloz, şizofreni ve hepatit
hastalıkları yaygınlaşmaktadır.
Hasta mahpusların hastanelere sevkleri randevu,
güvenlik, kelepçeli muayene ve çıplak arama gibi nedenlerle geciktirilmekte, bu
durum hastalıklarının ilerlemesine sebep olmaktadır. Bu yöntem tüm
cezaevlerinde sistematik olarak uygulanmakta adeta mahpuslara hastalıkları
üzerinden işkence yapılmaktadır. Hasta mahpuslara işkence yöntemi şeklinde
uygulanan bu anlayıştan vazgeçilmelidir.
Tüm cezaevlerinde, hemen bugünden itibaren, genel
bir sağlık taraması yapılmalıdır. Bu alanda çalışan sivil toplum kuruluşları ve
meslek kurumlarından oluşan heyetlere bu sağlık taramasını yapması için izin
verilmelidir. Bizler defalarca bu sağlık taramalarını yapmak üzere hazır
olduğumuzu tüm yetkililere bildirdik, bugün de bildiriyoruz. Bizler sivil
toplum ve meslek kuruluşları olarak bu sağlık taramalarını yapmaya hazırız.
Yeniden sesleniyoruz, cezaevlerinde ölümleri durdurabiliriz…
İNSAN HAKLARI DERNEĞİ