Bilindiği üzere 15 Ağustos 2014’te Lice’ye bağlı
Yolçatı Köyü’nde çatışmalarda hayatını kaybeden PKK militanlarının bulunduğu
“Şehîd Amed u Hevîdar Şehitliği”nin açılışı yapılmış ve aynı açılışta söz
konusu mezarlığa konulan PKK'nin kurucu kadrolarından Mahsun KORKMAZ’ın
heykelinin açılışı yapılmıştı.
Mahsun KORKMAZ’ın heykeli ile ilgili olarak
Diyarbekir Valiliği’nin suç duyurusunda bulunması üzerine Lice Sulh Ceza
Mahkemesi, heykelin “suç unsuru taşıması nedeniyle” yıkılmasına karar
vermiştir. 19 Ağustosta TSK güçlerince mezarlık alanına müdahale edilerek
heykel olduğu yerden kaldırılmak istenmiş, bu arada çıkan olaylar sırasında
Mehdi TAŞKIN adlı vatandaş, ateşli silahla başından vurularak ağır yaralanmış
ve kaldırıldığı D.Ü.T.F hastanesinde yaşamını yitirmiştir.
Şubemiz tarafından yapılan araştırma ve
incelemeler sonucunda;
1) Büstün yapımının 3 ay
evvel bitirildiği ve askeri hareketliliğin yoğun olduğu bölgede 3 aydan bu yana
mezarlık bölgesinde bulunduğu,
2) Çıkabileceği öngörülen
olaylar nedeniyle sağduyu çağrısında bulunmak ve hassas davranmaları amacıyla
Diyarbekir’deki sivil toplum örgütlerinin BDP ve Diyarbekir Valiliği ile bir
dizi görüşme gerçekleştirdiği,
3) BDP’li vekiller ve
yetkililerin de İçişleri Bakanlığı ve Diyarbekir Valiliği nezdinde bir dizi
görüşme gerçekleştirdiği,
4) Lice Sulh Ceza
Mahkemesi’nin büstün yıkılması kararı üzerine binlerce kişinin kararın
uygulanacağı öğrenilen 19.08.2014 tarihinde mezarlıkta birikmeye
başladığı,
5) Sabah saatlerinde askeri
birliklerce helikopterle hava desteği sağlanarak kararın infazı için mezarlığa
gidildiği, kararın uygulanmasını engellemek amacıyla halk tarafından kurulan
barikattan zırhlı araçlara taşlı saldırı gerçekleştiği, askerlerce buradaki
kitleye gaz bombaları ve ateşli silahlarla hedef gözetilerek ateş açıldığı ve
Mehdin TAŞKIN’ın başından vurulduğu, Savaş TOPKAYA ağır olmak üzere birçok
sivil vatandaşın da yaralandığı,
6) TSK’nın müdahalesi üzerine
bölgede bulunan PKK güçleriyle TSK güçleri arasında çatışmaların
yaşandığı,
7) Büstün yıkılması üzerine
TSK güçlerinin olay yerinden ayrıldığı bilgilerine ulaşılmıştır.
8) Bu olanların ardından 19
ve 20 Ağustos tarihlerinde PKK tarafından Lice, Silvan, Uludere, Hozat’ta
birkaç askeri birliğe taciz ateşi açılmış, Kocaköy İlçe Emniyet Müdürlüğü ve
İlçe Jandarma Karakoluna roketli saldırı düzenlenmiş, Van’da çıkan çatışmada
TSK personeli Teğmen Emre AS hayatını kaybetmiş ve Er Ferhat TUNÇ
yaralanmıştır. Ayrıca Diyarbakır-Bingöl
karayolu üzerinde, Lice ilçesine bağlı Aşağıçalıbükü köyü girişinde bulunan
köprünün altına yerleştirilen patlayıcının infilak etmesi sonucu köprü
yıkılarak, Lice-Hani karayolu da eylem konarak PKK militanlarınca ulaşıma
kapatılmış, 3 sivil araç ve bir iş makinesi yakılmıştır.
Öncelikle yaşanan olaylarda yaşamlarını
yitirenlere Allah’tan rahmet, ailelerine sabır, yaralılara Allah’tan şifa diliyoruz.
MAZLUMDER olarak;
1) Barış süreci yürütülürken,
Öcalan ve hükümetin olumlu açıklamalarının mürekkebi kurumamışken "tahrik
edeceği bilinen" bir hamle olarak Mahsun KORKMAZ heykelinin dikilmesini
yol açabileceği/açtığı sorunlar nedeniyle yanlış buluyor,
2) Heykelin yıkılması
sürecinden önce, sivil toplum örgütlerinin Valilik ve DBP ile gerçekleştirdiği
bir dizi diyalogun devlet tarafından da geliştirilmesi durumunda olayların bu
aşamaya gelmeyebileceğini ifade ediyor,
3) Heykelin dikilmesinin
"provokasyon" olarak değerlendirilmesi durumunda devletin bu
provokasyona gelmesinin yanlış olduğunu, provokasyona bu kadar teşne bir
devletin sağlıklı bir süreç yürütemeyeceğini düşünüyor,
4) Heykeli, insan öldürme
pahasına yıkmayı göze alan devletin insanı merkeze alan devlet olamayacağını
düşünüyor,
5) Taştan bir heykel için
insan öldürmeyi göze alan bir devlet ile devletin bu gözü karalığını iyi bilen
örgütün olayların bu aşamaya gelmesinde sorumlu olduklarını beyan ediyoruz.
Gerek devlet ve gerekse de PKK, yıllardır yaşanan
çatışmalar ile çatışmalarda yaşanan kayıpların son bulması ve yüzyıldan uzun
bir süredir devam eden Kürtlerin hak sorununun çözümü aşamasında her
hareketini, son birkaç yılda yaşanan gelişmeleri tersine döndürebilecek ve/veya
süreci bitirebilecek olma potansiyeli açısından dikkatle değerlendirmeli, iki
taraf da birbirine vermeye alışık olduğu refleks nevinden tepkilerden, tüm
unsurlarını kontrol altında tutarak, kaçınmalıdır.
Mahsun KORKMAZ büstünün yıkılması ve büstün
askerlerce ayaklar altına alarak resim çektirilmesi ve sosyal medyada bu resmin
yayılması ile Atatürk büstlerine saldırıların gerçekleşmesi de sebep sonuç
ilişkisi içerisinde değerlendirilerek bir bütün olarak görülmesi gerekmektedir.
Şüphesiz içinde bulunduğumuz dönem içerisinde en
çok ihtiyaç duyulan şey sağduyudur. Bu nedenle “Çözüm Süreci” ile ilgili
olarak; hak ve özgürlüklere dair sağlıklı bir sonuca ulaşabilme adına herkese
sağduyu çağrısında bulunuyoruz. Olası bir müdahale nedeniyle daha fazla can
kaybının yaşanmaması açısından kapatılan yolların derhal ulaşıma açılmasını,
silahlı eylemlere son verilmesini ve devletin, yaşanan sivil can kaybı
nedeniyle ihmal veya kusuru olanlarla ilgili adil ve etkin bir soruşturma
başlatarak sorumluları açığa almasını, tespit edilen failleri yargılamasını,
can kayıplarının önüne geçebilmek adına, her olayda askeri yöntemlere
başvurmadan diyalog yöntemini sonuna kadar kullanmasını ve halkının
hassasiyetlerine daha çok saygı göstermesini talep ediyoruz.
MAZLUMDER
Diyarbekir Şubesi