Bilindiği üzere Roboski Köyünde 28 Aralık 2011’de yaş ortalaması 18 bile olmayan, yani önemli bir kısmının çocuk olduğu 34 sivil, savaş uçakları ile bombalanarak katledilmişti. Katliamdan bu yana bir yıl süre geçmesine rağmen ilk başlarda kurulmuş heyetler dışında hiçbir şey yapılmamış ve göstermelik bir soruşturma başlatılmış ancak tek bir adım atılmamıştır.
Bugüne kadar ne faillerin bulunmasına yönelik bir adım atıldı, ne de vicdanları rahatlatacak bir özür dilendi. Tüm bunlar bir yana, bugüne kadar köye gitmek isteyen, sorumluların ortaya çıkmasını talep eden demokratik kurum ve kuruluşlar baskı ve zor yolu ile engellenmeye çalışıldı.
Bununla kalmadı, katliam AKP ve Genel Kurmay Başkanlığı’nca “savaş zaiyatı” olarak değerlendirildi, çoğu 13-20 yaş arasında olan 34 gencin ölümü, “yasadışı iş yapıyorlardı” gerekçeleri ile meşrulaştırmaya çalışıldı. Öldürülen gençlerin acılı ailelerine dalga geçercesine “kan parası” teklif edilerek olayın üzeri kapatılmaya çalışıldı. Evlatlarının hayatını paraya tahvil etmeye çalışan anlayışa karşı çıkan, “biz para değil, katillerin açığa çıkarılmasını istiyoruz” diyerek onurlarını satmayacağını ilan eden ailelere sudan gerekçelerle davalar açıldı. Yaşadıkları evlat acısı yetmiyormuş gibi yerlerinden yurtlarından göç ettirilmeye çalışıldılar.
Sürecin başında “Roboski Katliamını aydınlatmak boynumuzun borcudur” diyenler aradan geçen zaman içinde “Her Kürtaj Bir Roboski” diyecek kadar pervasızlaştılar. Dahası olayı araştırmak üzere kurulan komisyon hala raporunu bile açıklamamıştır.
Evet, katliamın üzerinden tam 1 yıl geçti. Bu geçen uzun zaman dilimi içerisinde canlı tanıklarını ifadesi dahil her şey ortadaydı, olmayan tek şey ise adaletin kendisiydi. Hükümet üzerindeki sorumluluğu "Geçiş yoluydu, eylem istihbaratı vardı” açıklamasını gerekçe olarak kamuoyuna sunarak atmaya çalıştı, Başbakan ise "Ahmet midir, Mehmet midir?" diye ifade etmekten kaçınmadığı öldürülen gençlerin katledilişini sıradanlaştırmaya kalkıştı. Dediğimiz gibi aslında her şey ortadaydı, yaşanılan trajedinin “Terörle mücadele” adı altında yapılan yargısız infaz ve katliamların bir devamından ibaret olduğu açıkça bilinmekteydi.
Bir yıl kimileri için uzun kimileri için kısa bir zamandır. Roboski’de çocuklarının mezarı başından ayrılmayan analar için bir yıl, bitmek bilmeyen bir zamandır. Askeri araç ve helikopter sesleri ile korkuyla büyüyen çocuklar için 1 yıl oldukça uzun bir zamandır.
AKP hükümeti artık gerçeği anlamalıdır, Kürt sorununda askeri çözüm ısrarı ile Kürt halkının demokratik taleplerini yok etmeye ve bastırmaya yönelik izlediği strateji kan ve gözyaşından başka bir sonuç vermemektedir. Artık bu tarihi yanlıştan dönmeli, özgür ve demokratik bir ülkede, bir arada yaşama umudunu koruyan halka karşı olan sorumluluğunu, demokratik talepleri kabul ederek yerine getirmelidir.
Bizler, daha eşit, özgür ve demokratik bir ülkede, bir arada yaşam umudunu koruyan ve bu uğurda sonuna kadar mücadelesini sürdürecek emek ve meslek örgütleri olarak, devleti yaşananların bir katliam olduğunu kabul etmeye, sorumlu ve faillerinin yargı önüne çıkarılması için üzerine düşen vazifeyi yapmaya davet ediyoruz.
Roboski'de yaşananları unutmadık, unutturmayacağız,.
Bir arada yaşam zeminlerini güçlendirerek kardeşliğin ülkesini kurarak soracağız!
KIZILTEPE KESK - DİSK