Yeni baskı yasaları bir batak gibidir
Çözüm özgürlüklerin genişlemesinde ve daha fazla
demokrasidedir
Hükümetin Parlamentoya sunduğu yeni yargı paketi
haklı olarak kamuoyunda ve medyada yoğun tepkilere yol açtı.
Bu paketle dinlemeler, arama ve gözaltına almalar
kolaylaşıyor; hatta şüphelilerin telefon ve bilgisayarlarına, mal varlıklarına
el konabiliyor.
Son Kobani protestoları sırasında meydana gelen şiddet eylemleri ve can kayıpları bu tasarıya gerekçe yapılıyor.
Oysa barışçı gösteri hakkını güvenceye alan mevcut
yasalar, zaten bu hakkın kötüye kullanılmasına, şiddet eylemlerine, cana ve
mala zarar veren bu tür eylemlere izin vermiyor ve bunları suç sayıyor. Yani bu
tür eylemleri önlemek, faillerini yakalayıp adalete teslim etmek zaten polisin
yetkileri arasındadır.
Elbet suçu önleyici tedbirler de gereklidir; ama
bunun için güçlü şüpheler olmalı ve yargıç kararıyla dinleme ve aramalar
yapılmalıdır. Oysa “makul şüphe” gibi bir tanımlamayla polise bu yetkiyi vermek,
yurttaşların özgürlüklerini ihlale varacak çok yaygın ve keyfi uygulamalara yol
açacaktır.
Öte yandan yönetimlerin asli görevi toplumda var
olan sorunları çözerek ve ortaya çıkan krizleri ustaca yöneterek yurttaşların
sokağa dökülmesini ve şiddet eylemlerine yol açan gerilimleri önlemektir.
Kobani nedeniyle meydana gelen son protesto
eylemleri ve asla onaylanamayacak olan şiddet dalgası üzerinde de bu bakımdan
ciddi biçimde düşünmek gerekir.
Yıllardır çözülemeyen Kürt sorunu ülkede bir
şiddet sarmalı yarattı ve toplum psikolojisi yara aldı. Yapılması gereken
yanlış uygulamalardan dönmek ve başta Kürt sorunu olmak üzere diğer toplumsal
sorunlara çözüm bulmaktır. Bu ise yeni baskı uygulamalarıyla değil, gecikmeden
ve oyalamadan toplumun haklı taleplerini karşılayarak, demokrasiyi genişleterek
olur. Barışçı bir ortama ancak böyle ulaşılır.
Baskı yasaları bir batak gibidir ve herhangi bir
derde çare değildir.
Hükümeti bu yanlış adımdan geri durmaya
çağırıyoruz.
Kemal Burkay
Hak ve Özgürlükler Partisi (HAK-PAR) Genel Başkanı
20 Ekim 2014