Lazim e hemî alema însaniyetê, ji qetlîam û şerran îbretê bistînin. Ji bo bûyerên wisa û mînanî vê careke din tekrar nebin, tedbîrekê bigirin. Bêguman zilim tarîtî ye û Xwedê, hem li xwe û hem jî li însaniyetê zilim heram kiriye. Di roja îro de jî, li Kurdistanê, Sûriyê û li deverên cuda cuda yên dinyayê, dîmenên ku li dijî nirxên însanî û Îslamî ne têne dîtin.
Ji ber vê yekê, li ser her şexis, civak, sazî, dewlet û saziyên navneteweyî; xebata ji bo aştiya cîhanê û parastina distûrên însanî yên hevpar mecbûriyeteke esasî ye. Ji bo ev distûr neyêne perçiqandin û hurmet ji zatê însan re hebe, divê her kes wezîfa dikeve ser milê wî pêk bîne.
Bi munasebeta vê qetlîama dijînsanî, em şehîdên Helebçê bi rehmet û minnet yad dikik. Herwiha daxwaza me ya ji Xwedayê mezin jî ew e ku rizgariyê bide xelkê Kurdistanê û aştiya birayane jî bike nesîbê hemî însaniyetê…
Ji Bo Maf, Dad û Azadiyê Înîsıyatîfa Îslamî Ya Kurdıstanê/Înîsiyatîfa Azadî
Basın ve Kamuoyuna
16 Mart 1988 günü, Halepçe’nin kimyasal gazlarla saldırıya uğradığı ve binlerce insanın yaşamını yitirdiği bir tarihtir. Etkileri hala devam bu olaydan dolayı insanlık adına utanç duymamak elde değildir.
Birinci ve ikinci paylaşım savaşında statüsüz bırakılan Kürdistan coğrafyası ve halkı, uluslar arası güçler tarafından Kürdistan’a komşu devletlerin insafına terk edilmiştir. Bu durum insanlık âlemi için bir utanç olduğu gibi, Kürdistan’ı işgalleri altında tutan devletlerin tamamı ‘İslam Ülkesi’ olarak tanımlandığı için de İslam dünyası da bu utanca ortaktır.
Daha önce Kürdistan coğrafyasında emsallerini Dersim, Zilan’da gördüğümüz katliamların bir benzeri, İran-Irak savaşının devam ettiği bir hengâmede batılı ve Ortadoğu’daki rejimlerin, İslam dünyasının sessizliği ve dolayısıyla rızasıyla Halepçe’de yaşandı. Masum, savunmasız, siyasi statüden mahrum Kürdistan’ın bir parçası olan Halepçe’de yaşanan bu olaya NATO, BM, İKÖ, Arap Ligi, Afrika Birliği, büyük devletler sessiz kalarak sınıfta kaldıklarını tescillemişlerdir.
İnsanlık tarihinde benzerine az rastlanılan bu katliamda çoluk, çocuk, yaşlısı ve genciyle 10 bin Kürd şehîd olmuş ve 10 binlercesi de sakat, yaralı ve hastalıklı olmuştur. O tarihlerde hayatta olan ve bu kimsayal saldırıya maruz kalan insanlar, halen de onun etkisinden kurtulabilmiş değiller. Kendilerinde yarattığı tahribatın yanı sıra, çocuklarının da hastalıklı olarak dünyaya gelmelerine yol açmıştır. Saldırıdan 10, 20 yıl sonra doğan çocuklar, kör, sakat veya bedenleri yaralarla kaplı bir şekilde dünyaya gelmişlerdir…
Tüm insanlığın bu benzeri katliamlardan, savaşlardan ibret alması, benzeri olayların bir daha tekrarlanmaması için tedbir alması elzemdir. Elbette zulüm karanlıktır ve Allah (cc) Zulmü hem kendisine hem de insanlığa haram etmiştir. Bugün Kürdistan’da, Suriye’de ve dünyanın değişik coğrafyalarında insani ve İslami değerlerle uyuşmayan manzaralar yaşanmaktadır.
Bu açıdan kişi, toplum, kurum, devlet ve uluslar arası teşkilatlar düzeyinde herkesin dünya barışı ve ortak insani ilkelerin çiğnenmemesi için çaba sarf etmesi lüzumu kendini açıkça dayatmaktadır.
Bu insanlık dışı katliamın yıldönümü münasebetiyle, Halepçe şehitlerini rahmetle anarken, Kürdistan halkına özgürlük, insanlığa da barış ve kardeşlik nasip etmesini Cenabı Hak’tan niyaz ediyoruz. 16 Mart 2013
Hak, Adalet ve Özgürlük İçin Kürdistan İslami (AZADÎ) İnisiyatifi