Namaz sonrası konuşma yapan İlahiyatçı-Yazar İhsan Eliaçık: "Biz burada politik bir amaç için değil vicdanın ve adaletin sesini dinleyerek toplandık. Bir yıl önce Roboski’den 34 kişi bombardıman sonucu hayatını kaybetti. Olayı aydınlatmak üzere kurulan komisyon bir yıldır bir rapor bile hazırlayamadı. Roboski de olanlarla ilgilenilmesinden bazıları rahatsız oluyor. İktidar sahipleri rahatsız olsa da biz bu konudaki gerçekleri açıklamaya devam edeceğiz. Başbakanın bu konuda yapması gereken şudur: TV de bir konuşma yapıp olayda ihmali olduğunu kabul edip birinci dereceden sorumlu olarak kurulacak mahkemede yargılanmayı kabul edeceğini söylemelidir. Sonra Roboski'ye gidip ailelerden tek tek özür dilemelidir. Olayla ilgili olanlar yargı önüne çıkarılmadır. Ömerce davranış budur. Nasıl ki Hz. Ömer yahudi ile birlikte yargılanmayı kabul ediyor , nasıl ki o çok övündüğünüz Fatih Sultan Mehmet gayr-i müslimle aynı hizada kadı önüne çıkıyor siz de öyle yapmalısınız...
27.000 isim değiştirilmiş bunların yüzde doksanı Kürtçe hepsi geri iade edilmelidir. Öksüzün ağlaması ve mazlumun ahı sizi bitirir. Bu kanı üzerinizde taşıyamazsınız yıkılışınız buradan olur." diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Eylemde slogan atılmadı. Eylem boyunca asılı duran iki pankart dikkat çekti…
Basın açıklaması
Bundan tam bir yıl önce kamuoyunun Uludere olarak bildiği roboski’de 34 can katledilmiştir. Ekonomik eşitsizliklerin ve yapay sınırların arasında sıkışıp kalan bölge halkının, geçimini sağlamak için yaptığı ticaretten başka bir suçu olmadığı halde, Türk silahlı kuvvetlerinin uçaklarıyla bombalanması katliamdan başka bir şey değildir.
Vahşetin üzerinden 1 yıl geçmiş olmasına rağmen hukuki olarak hiçbir ilerleme ve sonuç kaydedilememiştir. Kendi iktidarlarına karşı yapılan en ufak eleştiriyi vakit kaybetmeden cevaplandıran başbakan, kendi iktidarında gerçekleşen katliamdan ötürü bir özrü bile çok görmektedir.
Oysa yıllarca, iktidar olmadan önce, kendi iktidarlarında adaletin nasıl olacağını anlatırlarken sıkça kullandıkları bir cümleyi kendilerine hatırlatıyoruz.
'Dicle’de bir kurt kapsa koyunu, ilahi adalet Ömer’den sorar onu.’’
Bir koyun için dahi iktidarından feragat eden Hz. Ömer’i örnek alanlar, kendi sorumluluklarında katledilen 34 insan karşısında üç maymunu oynamaktadırlar. Halkımızı böylesi sözlerle kandırıp iktidar olanlar, büyük bir vebalin altındadırlar.
Müslüman kimliği olan hükümetin politikaları maalesef Müslüman kardeşliği prensibini de anlamsızlaştırmış ve Müslümanlık sıfatlarının sorunu çözeceği umudu, yerini Müslüman halkların kendi kaderlerini kendileri belirlemeye mecbur bırakmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan Suriye hakkında konuşurken söylediği sözlerini de bir kez daha hatırlatıyoruz. "Alenen cinayet işleyen, alenen katliam yapan saldırgan bir devletin pişmanlık dilemeden ve hesap vermeden insanlığa kendini anlatması uluslararası toplumun yüzüne bakması mümkün değil. Masum insanlara silahla saldırarak kan akıtmak, katliamda bulunmak ise açıkça devlet terörüdür. ". Başbakan Recep Tayyip Erdoğan
Başka devletlerin halkına yaptığı zulmü kolaylıkla eleştirenler, kendi halkına karşı işledikleri cinayetin karşısında suspus oluyorlar. Haksız yere tekbir insanın ölümünü dahi insanlığın ölümü olarak niteleyen kitabımıza aykırı yönetim gösterenler her kim olursa olsun zalimlik edenlerdir.
Peygamberimizin hadisinde belirttiği gibi aldatan bizden değildir. Akp iktidarı ya derhal işgal ettikleri koltukları terk edecek, ya da Müslümanlık kılıfına bürünüp halkı kandırmaktan vazgeçecektir. İnanmadığı şeyleri söyleyip, inanan halkımızı kandıranlar, elbette bir gün ilahi adaletin tecellisine mazhar olacaklardır.
Antikapitalist Müslümanlar işte böylesi bir durumda, at izinin it izine karıştığı bir ortamda, İslam’ın yüce değerlerini tekrar dillendirmek ve halkımızla paylaşmak için yola çıkmıştır. Kınayıcıların kınamasından çekinmiyoruz. Yolumuzu aydınlatan vahiydir.
Bizler bundan önce Filistin’deki, Çeçenistan’daki Bosna’daki ve daha birçok bölgedeki Müslüman kardeşlerimiz için fatih camiinde gıyabi cenaze namazları kıldık. Uzaktaki kardeşlerimizi hatırladık ve onların acılarını acımız olarak gördük. Ama nedense kendi içimizdeki dostlarımız, komşularımız akrabalarımız kardeşlerimiz için aynı duyarlılığı göstermiyoruz. Bugün Uludere’nin karanlık sessizliğini mavi Marmara ümmetine hatırlatmak için buradayız. Bu bilinçle hareket eden anti-kapitalist Müslümanlar ilk olarak 1 Mayısta, yılda ortalama 1.500 kişinin iş kazalarında öldüğü bir ülkede dostlarımız için gıyabi cenaze namazı kıldık. Şimdi de bir arada yaşadığımız, evlenip birbirimize karıştığımız, aynı ortamları soluduğumuz aynı şeyler için üzülüp ağladığımız Kürt halkıyla bütünleşmek ve acılarına ortak olmak için fatih camiinde gıyabi cenaze namazımı kıldık. Dillerimiz ve renklerimiz Allah’ın ayetleridir, hiç bir iktidar tek dil argümanlarıyla Allah’ın ayetlerini yeryüzünden silemez… Uludere’de katledilen kardeşlerimizin faili ve sorumlusu devlettir. Sorumlular hesap verene ve adalet tesis edilinceye dek
ALLAH EKMEK ÖZGÜRLÜK
http://antikapitalistmuslumanlar.org/
Haber kaynağı için [Adilmedya]